1993-2018 yılları arasında, tam yirmi beş yıl boyunca sergilerini Gezegen Sokak’ta açan Galeri Nev, yeni adresine taşınmasının ardından eski mekânını bir sanatçı rezidansı olarak düzenledi ve ilk misafiri Eda Gecikmez’i davet etti. Gecikmez, Gezegen’de neredeyse bir yılını tamamlarken, Türkiye’de sanatın tarihine dair pek çok an/anı ile dolu bu mekânın kendi eserlerini ve eserlerinin mekânı nasıl dönüştürdüğünü sorguluyor. Âdeta Gezegen’de geçirdiği zamanın parçalarından oluşan otuzdan fazla kolajı izlemek üzere atölyesinin kapılarını ziyaretçilere açıyor. Eda Gecikmez, 17 Eylül’den itibaren randevu ile gezilecek atölyesinde “kırıldıkça açılanları”, sanatının bundan sonraki ufku ile ilgili bir manifesto olarak değerlendiriyor.
“Gezegen’de geçen dokuz ay, anlık ve geçici olmanın dramatik bir deneyimine dönüştü. Geçmişin türlü hatırasıyla yüklü bir mekânın boşluğunda, kendi varlığımı kurmak üzere yer değiştirirken, zamanın bir hamlesiyle o boşlukta aylar sürecek olan karantinaya girmek pek de tahmin edilemezdi. Durdum. Sessizlikte ve yalnızlıkta katı olan her şey çatlamaya başladı, sonra kırıldı, kırıldıkça açıldı. İnsanın kendi formu, onun ilk hapishanesi - imha edilmeli. İçini boşalt ve sınırları geçersiz kıl. Tüm başlıklardan kurtul. Anıtlarını yık, kutsallarını boz. Acını ve kırılganlığını kabul et. Gönüllü dönüşüm.
Sonra bir kenara yükünü bırakır gibi kolajlar ortaya çıkmaya başladı - kenara itilen şey çoğunlukla düşüncenin tam merkezindedir - her biri arzuları, hazları, kaygıları ve hatta korkuları barındıran bir mekân önerisi. Yan yana geldiklerinde ne olduğu henüz bilinmeyen bir yapının krokisi. Yenilip yutulamayanın bariz bir ifadesi. Gerçek ile hayal edilenin arasındaki belirsizlik. Bu kolajlar, birbirine benzemeyen şeyler arasındaki unutulmuş yakınlıklar ve duygudaşlıklar kurmanın bağları.”