Galeri Nev beş yıllık düzenli aralıklarla Erol Akyavaş’ın eserlerine ev sahipliği yapmaya devam ediyor. 2007 yılında sanatçının 80’li ve 90’lı yıllarına odaklanan Nev, 2012’de 1967 – 1975 arasına tarihlenen erotik eserleri gün yüzüne çıkarmış idi. Bu kez ise 1978 ve 1981’den iki diziye yer vererek Erol Akyavaş'ın düşünce ve üretim pratiğinin kronolojisini araştırmaya devam ediyor. İlk Erol Akyavaş sergisini 1987 yılında Ankara’da açan Galeri Nev, “Speak No Evil” sergisi ile aynı zamanda Erol Akyavaş’ı otuz yıldır temsil ediyor olmayı da anıyor. Bu vesile ile serginin açılışı sanatçının eşi Ilona Akyavaş’ın himayesinde gerçekleşiyor. Sergide yer alan iki diziden ilki -San Francisco’da gerçekleştirdiği 1978 tarihli isimsiz başlar- kimi zaman birbirlerine çengellerle bağlanmış, kimi zaman ise Akyavaş’a özgü bir gökyüzüne yine kancaların ucundan asılmış, mekanik yüzlerden oluşuyor. Gözleri siyah bantlar ile örtülü, burun delikleri zincire çekilmiş, çeneleri ve hatta boyunları sımsıkı kemerlerle zapt-ı rapta alınmış, bu anatomik/mekanik portreler bir tören içinde gibiler. Akyavaş, bu törenin, görme, koklama, dokunma ve tat alma duyularını ve özellikle de tüm bu temel duyuları kapsayan tutkuyu acımasızca cezanlandırmak için mi, çoşturmak için mi düzenlendiğini izleyiciye bırakıyor. İkinci dizi Akyavaş tarafından Latince isimlendirilimiş: De mortuis nihil nisi bonum ("Of the dead, nothing unless good"). “Ölenin arkasından asla kötü söz söylenmemelidir” olarak tercüme edilebilecek bu cümlenin sözcükleri aynı zamanda sergiye ismini de veriyor. Akyavaş’ın mimarlık yetileri sayesinde kusursuzlaşan ayrıntılı oryantal bezemeler adeta kent siluetleri oluşturuyor. Onların üzerlerine büyük ustalık ile yerleştirdiği bordo ya da turkuvaz minyatürler adeta o kentlerin ahalisini temsil ediyor. Öte yandan devasa köpekler bu hayali haritaların üzerinde dişlerini göstererek uluyor, havlıyor. Korumak için mi, saldırmak için mi, yine izleyici karar veriyor.
Erol Akyavaş, resim çalışmalarına Güzel Sanatlar Akademisi, Bedri Rahmi atölyesinde misafir öğrenci olarak başladı. 1950 – 1953 yılları arasında, Floransa Güzel Sanatlar Akademisi’nin yaz çalışmalarına katıldı. Paris’te André Lhote ve Fernand Léger ile çalıştı. “Cercle et Carré” ve Salon des Réalités Nouvelles sergilerine katıldı. Fransa’nın ardından Amerika’ya giden sanatçı, Illinois Institute of Technology’de Mies Van Der Rohe ile mimarlık eğitimi gördü. Mezuniyetinden kısa bir zaman sonra, New York Modern Sanatlar Müzesi (MoMA), “Padişahların İhtişamı” adlı tablosunu koleksiyonuna kattı; eser ertesi yıl MoMA’nın “Modern Resmin Tarihi” başlıklı sergisinde yer aldı. Resmin yanısıra mimarlık üzerine çalışmalarını da sürdüren Erol Akyavaş’ın 60’lı yılların ortalarında Kapadokya Oteli için yaptığı çizimler, yirmi yıl sonra Ağa Han ödülünün finalisti oldu. Eserleri 1955 yılından itibaren Amerika’nın çeşitli müzelerinde sergilenen Akyavaş’ın, 1968’de Cleveland Müzesi’nde sergisi açıldı. Akyavaş’ın kişisel sergileri daha sonraki yıllarda aralarında New York, Londra, Paris ve İstanbul gibi önemli sanat merkezlerinin de bulunduğu pek çok kentte düzenli olarak devam etti. Nisan 1999’da vefat eden sanatçının İstanbul Bilgi Üniversitesi tarafından Ekim 2000’de Dolmabahçe’de düzenlenen retrospektif sergisi 20.000 kişi tarafından izlendi. Akyavaş’ın British Museum koleksiyonundaki eserleri, 18 Mayıs – 3 Eylül 2006 tarihleri arasında bu müzede gerçekleştirilen “Word into Art” başlıklı sergi kapsamında Londralı izleyicilere sunuldu.