Galeri Nev, yeni sezona Necla Rüzgar ile başlıyor. Türkiye’de eserleri en son İstanbul ArtInternational Sanat Fuarı’nda büyük ilgi ile izlenen sanatçı, o günden bu yana, yaklaşık iki yıldır üzerinde çalıştıklarını, “Bizi Saran Sessizlik” adı altında sergiliyor. Sergi adını, yirminci yüzyılın en önemli kadın yazarlarından biri olarak anılan şair Ingeborg Bachmann’ın mısralarından alıyor: “Nesnelere adlarla ulaştığımızdan, işaretler aldığımızdan bu yana, kar, yukarından gelen beyaz bir yük değil yalnızca, çünkü bizi saran sessizliğin adı da kar”. Necla Rüzgar, izleyici saran sessizliği kurarken pek çok malzeme kullanıyor: mobilya, tuval, polyester, fotoğraf, halı, kumaş... Öte yandan bir söyleşisinde de belirttiği gibi, malzeme çeşitliliği bu sergide özellikle dikkat çekse de, sanatçı için malzeme öncelik taşımıyor. Rüzgar, eserlerini, sezgilerini izleyerek ortaya çıkarıyor. Daha önceki eserlerinde olduğundan çok daha açık bir biçimde birbirlerinin içine geçen insan ve hayvan, bu sergide tüm ilkel ya da temel ihtiyaçları, güdüleri, güçleri, yetileri ve korkuları ile yer alıyor. Böylece eserlerde, utanç ve cilve, süs ve yara, uyku ve ölüm birbirine karışıyor. Ayrıca sanatçının “Kendinden Fazlası” adını verdiği Havva figürü, avucunda tuttuğu güllerin ya da başına kuş pençelerinden örülmüş bir tacın yaraları dolayısıyla çarmıha gerilmiş bir bedeni çağrıştıran heykelleri, ve özellikle de tek tek yağlı boya ile boyanmış bin adet ölü kuştan oluşan “Tanrı’nın Kuşları” yerleştirmesi, insan ile hayvanın birlikteliğini ve ayrılığını düşünürken inançları da bir referans olarak ortaya koyuyor.